Kına geceleri Türk toplumunda ayrı bir yere sahiptir, bu gecelerde yakılan ağıtlar yıllarca destanlaşmış, kültürümüze yerleşmiştir.
Kına organizasyonları esnasında programa dâhil olan bu ağıtlar kına yakma esnasında söylenir.
Tıpkı cenaze arkasından yakılan ağıtlar gibi tören havasında sazsız müziksiz söylenen bu ağıtlar genellikle ayrılıktan ve gurbetlikten bahseder.
Kına organizasyonları ağıtları özenle seçilir, “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” türküsünde olduğu gibi sık sık coğrafi özelliklere değinilir. Kına aslında birçok kültürde vardır, örneğin Hindistan’da gelinlere düğünden önce kına yakılır ve kına geçene kadar gelinler çalıştırılmaz. Fas’ta ise hamile kadınlara kına yakılır, ayak bileklerine yakılan kınanın çocuğu doğma kadar koruduğuna inanılır. Çöllerde ise o bölgede yaşayan insanlar tarafından serinlemek için kullanılır.
Genel olarak kına yakma geleneği paganizme dayanır, MÖ 7 binli yıllara ait mezarlarda bulunan cesetlerin kollarında bereket tanrıçasına ait motifler ve süslemelere rastlanmıştır. Tanrılara adanan kurbanlara da geçmişte kına yakılmıştır. İslam dininde de kurbanlıklara kına yakılır ve askere gidecek delikanlılara vatana kurban olsun diye kına yakılır.
http://www.cevredugunsarayi.com